Rafya Çantalarla Yeniden Doğmak

7 yıl önce kurumsal hayatta, IT sektöründe çalışan biriydim. Takım elbiseler, raporlar, toplantılar arasında geçen günler… Ama bir gün, hayatta gerçekten neye öncelik vermek istediğimi sorduğumda, cevabı çok netti: Bebeğim.

Onu büyütmek, ilklerini kaçırmamak, yanında olmak istiyordum. Ve bu karar beni bambaşka bir yola sürükledi.

İlk çantamı ördüğümde, sadece kendim için bir şey yapmanın keyfini yaşıyordum. Sonra yakın çevreme, arkadaşlarıma çantalar örmeye başladım. Her bir çantayı ellerimle, özenle işledim. O çantalar sadece eşyalar değil; zaman, sabır ve sevgiyle örülmüş küçük hikâyelerdi.

Zamanla bu tutkum büyüdü. Kendimi geliştirdim, öğrendim, denedim. Ve derken bu yolda yalnız olmadığımı fark ettim. Benimle aynı tutkuyu paylaşan kadınlarla bir araya geldim. Şimdi, 100 kadın arkadaşımın emeğiyle büyüyen bir topluluğuz.

Her bir çanta hâlâ el emeğiyle örülüyor. Her biri gerçek dana derisi saplarla, kişiye özel detaylarla tamamlanıyor. Artık sadece yakın çevrem değil, web sitem üzerinden dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla buluşabiliyorum.

Bu yolculuğu daha da güzelleştiren şey ise, her yeni siparişte başka bir hayalin peşinden koşmak.

Bugün kendi markamı, The Orange Bags’i kurmuş olmanın heyecanını yaşıyorum. Ve bu yolda karşılaştığım tüm deneyimleri, duyguları ve gelişmeleri burada, sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyacağım.